Antrikot Pastırma
Pastırmanın Tarihi
İnsanoğlu, avcı-toplayıcı dönemlerden itibaren hayvanları avlayarak beslenmiştir. Ancak avladıkları hayvanların tamamını hemen tüketemediklerinden, kalan et zamanla bozulmuş ve yenilemez hale gelmiştir. İnsan hiçbir zaman bozulmuş eti yememiş, yani leşçil bir beslenme alışkanlığı geliştirmemiştir. Bu nedenle, her acıktığında taze et elde etmek için yeniden avlanmak zorunda kalmıştır.
Tarih boyunca tüm keşifler zorunluluktan doğmuştur ve bu süreçte insanoğlu taze eti kurutmayı keşfetmiştir. Böylece, et yemek istediğinde kurutulmuş eti suyla ıslatarak tekrar tüketebilme imkânına sahip olmuştur. Kurutulmuş et, insanoğlunun önemli bir buluşudur.
Pastırmanın kökenine gelirsek, pastırma dünyada ilk kez Anadolu'da ortaya çıkmıştır. Anadolu insanı, eti kurutma ve saklama yöntemlerini geliştirerek pastırmayı keşfetmiştir. Öncelikle taze çiğ etin üzerinde çeşitli yerlerde bıçakla kesikler açılmış, bu kesiklere tuz basılmış ve etin üzerine ağırlık koyularak fazla suyu çıkarılmıştır. Daha sonra, açık havada kurutulan ete sarımsak ve çeşitli baharatlarla hazırlanan bir karışım sürülerek tamamen kaplanmıştır.
Bu yöntemle hazırlanan et, bugün pastırma olarak bildiğimiz ürüne dönüşmüştür. Pastırmanın keşfi Anadolu insanına aittir ve tüm insanlığa kazandırılmıştır. "Pastırma" kelimesinin kökü de "bastırma" fiilinden türemiştir. Etin üzerine ağırlık konularak bastırılmasıyla elde edildiği için bu isim zamanla "pastırma" olarak evrilmiştir. Geçmişten günümüze, pastırma temel bir gıda maddesi olarak sofralarda yerini almıştır.